((eski bir haber))
atv'de yayınlanan 90 dakikalık 'Gülizar' isimli televizyon filminde 'Gülizar'ı oynayan Tuba Büyüküstün Sırbistan-Karadağ Cumhuriyeti'nde yapılan International TV Bar 2005 Uluslararası TV Festivali' nde 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü kazandı. Cemal Şan'ın yazıp yönettiği Sis Yapım imzalı film, 20 filmle yarıştı. Töre cinayetlerini konu alan filmdeki başarılı performansıyla ödül alan genç oyuncu Büyüküstün, "Şimdiye kadar kendime oyuncu adayı diyordum ama oyuncuymuşum ki, böyle bir ödül aldım" yorumunda bulundu.
Televizyona yaptığınız ilk işle uluslararası alanda en iyi kadın oyuncu ödülü aldınız. Gülizar'a başlarken böyle bir hayaliniz var mıydı?
Böyle bir hayalim yoktu. Bu televizyon filmleri festivaline Türkiye ilk defa katılmış öğrendiğime göre. Yarışmaya katılacağımızdan bile haberim yoktu. Ayrıca benim oynadığım ilk televizyon filmiydi. Oyunculuğumun da daha ikinci-üçüncü ayıydı. 'Çemberimde Gül Oya' dizisine bile daha iki ay olmuştum başlayalı... Aklımın ucundan bile ödül almak geçmiyordu. Şaşırdım.
GİRİTLİOĞLU KEŞFETTİ
Meslek hayatınızın başında böyle bir ödülün gelmesi sizi bu işe daha da motive etti mi?
Ben ödül aldığımı setteyken duydum. Çok sevindim. Annemi aradım 'ne oluyor' diye heyecanımı paylaştım. Evet bu işim için daha da motive etti. Ben şimdiye kadar kendime oyuncu demiyordum. Oyuncu adayıyım diyordum. Ama en iyi kadın oyuncu ödülünü aldım. Demek oyuncuymuşum ki böyle bir ödül aldım. Bir de orada bizim kültürümüzü bilmeyen insanlardan oluşan bir jüri veriyor bu ödülü. Sırbistan nere Güneydoğu nere?
Yakın zaman önce Altın Portakal Ödülü'nü genç oyuncuların ilk filmleriyle alması tartışılmıştı, siz de filminizle ödül aldınız. Kendinizi onlarla özdeşleştirdiniz mi?
Zaten aklıma ilk o geldi. İnsanın ilk filmi olmasıyla yüzüncü filmi olmasının bir farkı yok. Ödül orada yarışan filmdeki performansa veriliyor. Jüri insanların kaçıncı filmi olduğuna bakmıyor. Vildan Atasever nasıl 'Ben beklemiyordum' diyorsa, aynı şey benim için de geçerli. Uluslararası yarışmada olması daha da ilginç benim için aslında.
Sizde bir ışık görüp ödüllük filmde oynatmışlar demek ki... Kim keşfetti sizi?
Tomris Giritlioğlu keşfetti. Ben üniversitede okurken reklam filmlerinde oynuyordum. Gaye Sökmen Ajans ile çalışıyordum. Gaye Hanım beni bir gün Tomris Hanım ile tanıştırdı. Tanışma da ilginç oldu. Ben o zaman kısacık saçlarla gitmiştim karşısına. Tomris Hanım da yeni insanlar keşfetmeyi seven bir yönetmen, yapımcı. Sonra benim uzun saçlı olduğum fotoğrafımı görmüş. 'Bu kızı bulun bana, bununla görüşmek istiyorum' demiş. Biz size bu kızı getirdik Tomris Hanım demişler. Kısa saçlı olduğum için hatırlamamış bile. Öyle bir tanışmamız var yani. O zaman oyunculuğumu denemek için Sultan Makamı'nın son dört bölümünde oynattı. Sonra 'Çemberimde Gül Oya' başladı. Bundan iki üç ay sonra da Gülizar da oynadım.
FİLM MARDİN'DE GEÇİYOR
Filmi anlatırmısınız?
Film Mardin'de geçiyor. Töre cinayetlerini konu alıyor. Benim oynadığım Gülizar sıkıştırılmış bir karakter. Annesi ölmüş. Babası ve üç erkek kardeşiyle yaşıyor ve tamamen onlara endeksli bir hayat sürüyor. Köye İstanbul'dan yeni tayin olmuş öğretmene aşık oluyor. Öğretmen köydeki bir düğünde havaya atılan sevinç kurşunlarından biriyle ölüyor. Gülizar da Cemşit ile evlendiriliyor. Kocası düğünün ertesi günü Gülizar'ı baba evine geri getiriyor. Sonra da namus meselesi gündeme geliyor. Kız ahıra kapatılıyor. Baba kızın abisini ve erkek kardeşini Gülizar'ı öldürmeleri için ahıra yolluyor. Onların ikisi de yapamayıp evden kaçıyor. Babası da ağlayarak kızını öldürüyor.
Güzellik değil anlamlı bakış önemli
* Oyunculuk eğitimi aldınız mı?
MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi mezunuyum. Sahne tasarımı okudum. Oyunculuk eğitimi değil ama sahne ile ilgili en azından... Ama oyunculukla ilgili bir eğitim de almayı düşünüyorum.
* Oyunculukta güzelliğinizin avantajı var mı?
Çok önemli değil bence; İfade önemli. Çok güzel olup, çok fazla anlamı olmayan insanlar var. Ama çok güzel olmayıp da baktığınızda kendinizi alamadığınız insanlar var. Anlamı vardır bakışın... Bence bu önemli. Dışarıdaki hayatta bu böyle. Ben çok fazla televizyon izlemediğim için bilmiyorum ama en azından kameranın da beni sevdiğini söylediler.
Bu da bence o anlamlı bakışlarla ilgili.
Cuma Haz. 06, 2008 2:29 pm